Nasıl Hamile Kalınır ?

Gebelikte Vajinal Kanalamar


Hamilelik döneminde kanamalar en çok hangi aylarda görülür?
Hamilelik döneminde kanamalar özellikle 2 dönemde daha sık görülür. Bunlar hamileliğin ilk birkaç ayı ve son aylarıdır. Aşağı yukarı ilk aylarda %25 oranındaki
 
 gebeliklerde kanama görülür. Her kanama düşük belirtisi değildir. Bu kanamaların büyük çoğunluğu ilaç tedavisi ve yatak istirahatıyla düzelir. Hamilelikte kanamalar, ilk 3 ayda sık görülürken; 4, 5 ve 6. aylarda nadiren kanamaya rastlanır. Doğuma yaklaşılan aylarda da tekrar kanamalar görülebilir. 

Bu kanamaların belirtileri nelerdir?
İç çamaşırında kanama görülür. Birkaç saat önce kasıklarda ve belde bir ağrı hissedilir. Bu ağrı regl sancısı gibi olabilir. Ancak kanama, sancısız da başlayabilir. 

Hamilelik döneminde görülen kanamaların nedenleri nelerdir?
İlk üç aydaki kanamaları direk düşük tehlikesi olarak kabul ediyoruz. En erken olan kanamalar "imtiyantasyon kanaması" dediğimiz; daha bebek rahmin içine yerleşirken oluşan kanamalardır. Yani bebeğin rahmin duvarlarına yuvalanma kanamasıdır, bebek kendine rahim duvarında bir yer açıp oraya yerleşir. O yeri açarken birkaç damla kan gelir. Birçok hamilelikte gözükebilen bu kanama çok önemli değildir. 

Hamilelik döneminde zorlamalarla ve ağır kaldırmalarla oluşan, rahmin kasılmasından kaynaklanan kanamalar vardır. Rahmi problemli olan, miyomu olan ve rahminde şekil bozukluğu olan bayanlarda hamileliğin ilk aylarında kanamalar gözükür. Bu kanamalarda düşük riski daha yüksek olarak kabul edilir. 

Üçüncü aya doğru yaklaşırken, bazen "plasenta previa" denilen bir probleme rastlanır. Normalde bebeğin yanında plasentası vardır. Plasenta, karaciğere benzeyen sünger gibi bir organdır. Annenin kanı, bu plasentanın içine akar; plasentadan da göbek kordonuyla bebeğe ulaşır. Normalde bebek aşağıda, plasentası da üstünde durur; aralarında da bir kordon bağı vardır. Bazen hatalı yerleşim olabilir. Eğer bebek üste, plasenta da alta yerleşir ise ufak bir zorlamayla, cinsel ilişkiyle, ağır kaldırmayla vs. bu plasentadan kan akar. Bu plasenta aşağıda kaldığı sürece ara ara kanamalar olur ve düşük riskinden söz edilir. Plasenta, çoğunlukla rahim büyüdükçe yukarıya doğru çıkar, hep aşağıda kalmaz. Eğer yukarıya doğru çıkmazsa; bütün hamilelik boyunca kanama görülebilir. En sık kanama nedenlerinden biri budur. 

Doğuma yaklaşılan dönemlerde olan kanamalar ise, genellikle erken doğum işaretidir. Rahim erkenden kasılmaya başlar ve rahim ağzının açılmasıyla kanamalar görülür. 

Hamilelik döneminde görülen kanamaların tedavileri nelerdir?
İlk üç ayda görülen kanamalara progesteron ilacı verilir. Hastalar genellikle, bu ilacın bebeğe dokunabileceğinden şüphelenir. Ancak bu ilaçlar bebeğe herhangi bir zarar vermez. Progesteron, zaten bütün kadınlardan salgılanan bir hormondur. Görevi rahmi gevşetmektir. Rahim gevşesin, yumuşasın ve kasılıp bebeği atmasın diye vücut kendi üretir. Kanaması olan, daha önce düşük yapmış ve tüp bebek gibi yöntemlerle zor hamile kalmış kişilere, düşük yapmasınlar diye bu progesteronlar verilir. Eğer kanama anneden kaynaklanıyorsa; rahim kasıldığı için, plasenta previa gibi nedenlerden kaynaklanıyorsa progesteron ve yatak istirahatı verilmesiyle kanamalar durur. 

Ancak diğer bir grup daha vardır. Bebekte sağlıksız bir durum varsa; yani bebek artık canlı değil ve vücut bebeği atmak istiyor ise bunu progesteron tedavisi durduramaz. Hamileliğin son üç ayındaki erken doğum tehdidiyle beraber gelen kanamalarında ise yatak istirahatı olmalıdır. İstirahat, bu aşamada birinci tedavidir ve bol sıvı alımı önemlidir, hatta hafif kanamalarla gelen erken doğum tehlikesi vakalarına ilk iş hemen serum takılıp vücudun sıvısı arttırılır. Bol sıvı alımı ve yatak istirahatıyla beraber doğum durdurucu ilaçlar kullanılır. Böylece çoğunlukla kanamalar durdurulur. 

Kanamaların durmaması sonucu oluşan tehlikeler nelerdir?
Kanamaların durmaması sonucu düşük veya erken doğum görülür. İlk üç ay içinde problem anneden; yani rahimden kaynaklanıyor ise kanamalar durur. Uygulanan tedavilere rağmen eğer bebek düşerse, bu durum bebeğin sağlıksız olduğunu gösterir. Son aylarda yaşanan erken doğumu durdurmak için hastanın çok geç kalmadan, yani bir iki damla kan görünce veya hafif bir sancısı olması durumunda hastaneye gelmesi gerekir. Böylece hemen ilaç verilir ve erken doğum durdurulur. Ancak evde saatlerce ağrı çekip ondan sonra gelirse rahim ağzı açılmış olur ve doğum durdurulamaz. 

Kanamaların, erken doğum ve düşük dışında anneye verdiği zararlar nelerdir?
Plasenta previa dediğimiz tehlikenin dışında bir de "ablasyo" denilen bir durum vardır. Doğum başlayınca plasenta yerinden kopar ve şiddetle kanama başlar. Bu iki kanama çeşidi de anne hayatını tehdit eder. 

Kanamalar için önlem almak mümkün mü?
Koşulların uygun olduğu yerlerde, hamilelere her kontrollerinde ultrason yapılması gerekir. Ultrason, plasentanın yerini gösterir. Plasentanın yerinin normal olmadığı tespit edilirse; anne, dikkatli olması ve cinsel ilişkiye girmemesi için uyarılır. Eğer anne bunlara dikkat edip zorlayıcı hareketlerde bulunmazsa, bunlardan kaynaklanan kanamalar engellenir. Önceden ultrasonla tespit edilirse; plasenta previa için de önlem alınabilir. Hastaya istirahat verilir ve kanama engellenir. Ancak bebek sağlıksız olduğu için vücut bebeği atmaya çalışıyorsa; bunun için yapılacak fazla bir şey yoktur. Erken doğum açısından bakıldığında, hasta daha önce doğum yapmış ise bize yol gösterir; "Daha önce sekiz aylık doğum yaptım, hamileliğim kanamalı geçti." gibi. Bu tip problemler genellikle tekrarladığı için daha önceden önlem almak mümkündür. Hamileliğin 4, 5. aylarında ultrasonla veya alttan muayeneyle rahim ağzının kalınlığı ölçülür. Eğer rahim ağzı çok ince ve açılmaya hazırsa bu hastaların rahim ağzına dikiş konulabilir. Dikişle birlikte rahim ağzı büzülerek kapatılır ki; kanama olmasın ve erken doğum başlamasın. Eğer hasta iyi takip edilirse birçok şey zamanında fark edilip önlenebilir. 

Düşüklerde yaş ne kadar ileriyse; düşük oranı o kadar yüksektir. Ancak, kanamalı gebelik oranları aşağı yukarı aynıdır. 

Anne adaylarına önerileriniz nelerdir?
Anne adayları mutlaka kontrollere gitmelidirler. 4, 5. aylarda hasta rahim ağzına baktırmak için aşağıdan kontrol edilmelidir. Toplumumuzda "alttan kontrol olursa doğum ve kanama olur" diye bir takım inanışlar var. Hastalar bu tip şeylere kesinlikle inanmasınlar. Doktorları muayene etmek istiyorsa vajinal muayeneyi olabilirler, bu muayene, hamilelikte herhangi bir zarar teşkil etmez. Aksine, olabilecek bazı problemleri önceden haber verip engellememizi sağlar.

Gebelikte Göğüsten Süt Gelmesi



Her iki memeden kendiliğinden , sütlü akıntı gelmesi galaktore adı verilir.Memelerden sütlü akıntı gelmesi gebelik sırasında veya gebelik bittiğinde görülebilir.Bu yaklaşık
 iki yıl kadar sürebilir ve emzirme bittiğinde kesilir. Gebelik veya emzirme olmaksızın memelerden sütlü akıntı gelmesi fizyolojik , kullanılan ilaçlara bağlı veya hormonal nedenlere bağlı olabilir.

Fizyolojik olarak; memenin elle aşırı uyarılması , meme başlarının emilme şeklinde uyarılması buna yol açabilir.Tanı ve tedavi için uyarı kesilerek akıntının devam edip etmediğine bakılır.

Başka problemler nedeniyle kullanılan ilaçlar da galaktoreye sebep olabilir. Bu ilaçlar arasında en sık ülser ilaçları, doğum kontrol ilaçları, antiemetikler(bulantı giderici ilaçların bir kısmı) ve antidepresanlar sayılabilir. Ayrıca kronik morfin kullananlarda da görülebilir.

Endokrinolojik sebepler ise kolayca açıklanamaz.Böyle durumlarda serum prolaktin seviyesi oldukça yardımcıdır. Prolaktin, hipofiz ön lobundan salgılanan bir hormondur. Görevi memeden süt salınımını sağlamak, diğer hormonlarla birlikte memenin gelişimine katkıda bulunmaktır. Gebelik ve doğum olmaksızın prolaktin seviyesindeki artış hipofize ait tümoral bir kitleyi düşündürmelidir. Hastalarda kitleye bağlı baş ağrısı ve görme bozukluğu vardır. Tanı için görme alanı muayenesi yapılır.Kafa grafisi ile büyük bir hipofizer kitle ortaya çıkarılabilir. Daha küçük kitleler için bilgisayarlı tomografi ya da magnetik rezonans çekilebilir. Kitlenin boyutuna ve medikal(ilaç) tedavisinin sonucuna göre cerrahi eksizyon ve radyoterapi(ışın tedavisi) planlanabilir.

Bunların dışında hipotalamik kitleler, enfeksiyonlar, vasküler(damarsal) ya da dejeneratif hasarlar, ektopik(normal yeri dışında) prolaktin salgılayan bronkojenik karsinoma, göğüs duvarına ait lezyonlar; herpes zoster, cerrahi skarlar da galaktoreye sebep olabilir.

Eğer galaktore kontrol altına alınamıyor , hastanın sosyal ve seksüel yaşamını etkiliyorsa ayrıca gelecekte gebelik planı yoksa cerrahi ile tüm kanallar çıkarılabilir.

Gebelikte Migren

Hamilelikte migrene çok sık rastlanıyor. Bunun sebebi kadınların kokuya, ışığa ve gürültüye karşı hassasiyetleri.
 

Nedeni de hormonlardan kaynaklanıyor. Bununla birlikte hamilelik döneminde migrene sık rastlandığı da dikkat çekiyor. 

Araştırmalar, migren krizlerinde görülen artışı ise, yorgunluğa, adet dönemine ve en ilginci de kimi gıdalara bağlıyor...

Her 10 kişiden birinin migrenden şikayetçi olduğunu biliyor muydunuz? Migren belli aralıklarla tekrar eden dayanılmaz bir başağrısı. Çoğu durumda migren, mide bulantısı ve kusmayı da beraberinde getiriyor. 

Görme bozuklukları ortaya çıkıyor
Klasik migrendeyse görme bozuklukları ortaya çıkıyor. Uzmanlar bu durumda hastanın çakan ışıklar ve göz kararması tecrübe ettiğini söylüyorlar. 

Kimi migren hastalarının başağrıları mide bulantısı kusma gibi mide rahatsızlıklarını da beraberinde getiriyor. Başağrısı başladıktan sonra, pek çok kişi parlak ışığa dayanamıyor ve daha loş mekanlarda kalmak istiyorlar.

Gebelikte Hemoroid


Eğilimi olan kişilerde gebelik, uzun süre ayakta kalma ve ilerleyen yaşla bacaklarda ve genital bölgede varisler oluşabilir. Varisin oluşmasına sebep büyüyen rahmin
 
 bacaklardan gelen toplardamarlara bası yapması sonucu kanın bacaklarda göllenmesiyle toplardamarlarda genişlemelerin oluşmasıdır. Gebelik ilerledikçe belirginleşir. Tedavi daha çok periyodik dinlenme, ayakların kaldırılması ve elastik çoraplarla sağlanır. Yürüyüş ve akşamları 15-20 dakika süreyle bacakları hafif soğuk suda dinlendirme de şikayetlerin giderilmesinde yararlı olacaktır. Cerrahi düzeltme gebelikte önerilmez, ancak semptomlar çok şiddetli ise düşünülebilir. Vulvadaki varisler için lastik köpük pedlerle askıya alma işlemi yapılabilir. 

Hemoroid oluşumu da rektum (son barsak) toplar damarlarında basıncın artması ve toplar damarlardan dönüşün uterus tarafından engellenmesi ile gebelikte agrave olur. Ayrıca gebelikteki hormonlar, kabızlık ve kilo artışı da sebepler arasındadır. Aslında bir çeşit varistir.
En sık yakınmalar makadda ağrı, kanama, kaşıntı ve akıntıdır. Ilık oturma banyoları ve dışkıyı yumuşatıcı tedbirler ile şikayetler azaltılabilir. Uzun süre ayakta durmaktan, sert sandalyelerde uzun süre oturmaktan sakınmak gerekebilir. Bu önlemlere rağmen şikayetleriniz geçmezse doktorunuz size kabızlık önleyici tedavi veya makad bölgesine topikal anestetik etkisi olan lokal krem, fitil tedavisi uygulanabilir

Gebelikte Bulantılar Ve Kusmalar

Hamileliğin en sık rastlanan belirtilerinden biri, ilk birkaç ay içinde genellikle sabahlan görülen, bulantı ve kusmalardır. Bazı ülkelerde "sabah hastalığı" adı verilen bu
 
 rahatsızlıktan, hamile kadınların yaklaşık yarısı etkilenir ve hamileliğin, bedensel olarak hissedilen ilk belirtisi olabilir.

Bulantı ve kusmalar, normal hamileliğin bir parçası sayılır ve sizi çok rahatsız ediyor olmaları durumunda bile, herhangi bir kaygı duymanıza gerek yoktur.

Nedenler
Hamilelik dönemi bulantılarının kesin nedenleri bilinmemekle birlikte, kan dolaşımınızdaki hormonların -özellikle de progesteronun- düzeylerinin artmasından kaynaklandığı düşünülmektedir. Bazı uzmanlar da, hamilelik döneminde fazladan üretilen östrojen ve progesteonu kanda hep belirli bir düzeyde tutmak için üretilen "insan kor-yon gonadotropini" (HCG) adlı hormonun üretilmesine de bağlı olabileceğini ileri sürmektedirler. Gerçekten de, HCG'nin üretilmesi, bulantının başlamasıyla çakışır.

"Eyvah! Gene mi!" Hamilelik bulantıları, insanı genellikle en uygunsuz, en olmadık durumlarda yakalar.

Kan dolaşımına bu apansız hormon akını, midenizin iç zarını tahriş ederek, hissetmekte olduğunuz baş dönme¬sini ve bulantıyı artıra¬bilir. Ayrıca, kan şeker düzeyinizi de etkileyerek, kendinizi ya çok aç hissetmenize ya da mi¬denizin bulanmasına yol açar. 

Ne zaman başlar? 
Bulantı ve kusmalar, genellikle gebeliğin 6. haftasına doğru başlar, 10. haftaya doğru azalır, 13. haftaya doğru kaybolurlar. Bazı hamile kadınlarda 16. haftaya kadar sürdükleri görülürse de, daha uzun sürmelerine çok ender rastlanır.

Bazı kadınlar, bu hamilelik dönemi bulantıları döneminde kendilerini öylesine halsiz hissederler ki, ruhsal çöküntü içine girer, bu korkunç bulantılardan ömür boyu kurtulamayacakları duygusuna kapılırlar.

Uzmanlar, bazı kadınlar hamilelik bulantılarından etkilenirken, bazılarının etkilenmeme-sinin nedenini henüz aydınlatamamışlardır. Aynı kadında bile, bulantıların şiddeti, bir hamilelikten öbürüne değişik olabilir ve bir ha­mileliğinizde bulantılardan etkilenmeniz, bir sonrakinde de aynı sıkıntıları çekeceğiniz an­lamına gelmez.

Hamilelik dönemi bulantılarının belirtileri kadından kadına ve gebelikten gebeliğe deği­şir. En yaygın belirti baş dönmesi, öğürme ve kusma ile halk arasında "aşerme" ya da "aş-yerme" adı verilen bazı yiyeceklerden ve ko­kulardan tiksinmedir (bu arada bazı yiye­cekleri de sürekli yeme isteği duyar).

Hamilelik bulantıları, kusmayla sonuçlanır, Birçok hamile kadın, midelerinde sürekli (ama özellikle sabah uyandıklarında şiddetlidir) bir altüst olma hissederler. Bazıları yalnızca hafif bir bulantı hissederken, bazıları her yemekten sonra mutlaka kusarlar.

Sabah hastalığımı?
Hamile kadınların büyük bölümü bulantı duygusunu en çok sabahlan hissettikleri için, bu bulantılara "sabah bulantıları" da denmekle birlikte, birçok hamile kadın da bulantıları akşamüstleri hisseder. Aslında, her zaman başlayabilir ve çoğunlukla insanı en uygunsuz durumlarda, sözgelimi bir mağazada alışveriş yaparken yakalarlar.

Bulantı ve kusmaların yanı sıra, dilinizdeki tat cisimciklerinizde bir değişme ya da ağzınızda madeni bir tat gibi başka belirtiler de fark edebilirsiniz. Bir zamanlar çok sevdiğiniz bazı besinlerden tiksindiğinizi ya da daha önce hiç mi hiç sevmediğiniz besinleri canınızın çok fazla istemeye başladığını (aşerme) hissedebilirsiniz. Bu arada midenizde gaz toplanmasının gerçek bir soruna dönüştüğünü fark edebilirsiniz. Özellikle bazı sebzeler ya da baharatlı besinler, çok fazla gaz yapmaya başlar: Bu durumda, deneme-yanılma yöntemini kullanarak hangi besinlerin size dokunduğunu bulmanız ve onlardan uzak durmanız gerekir. Genellikle, taze, özel işlem görmemiş besinler bakımından zengin bir yemek rejimi, bu sorunu önleyecektir. Evinizde bol bol meyve bulundurun ve çalışmayı sürdürmekteyseniz, gün içinde ne zaman açlık hissederseniz atıştırmak için, birazını da yanınıza alın.

Tedavi
Hamilelik dönemi bulantıları, size de5 bebeği­nize de zarar vermez; ama sıkıntılarıyla yaşa­mınızı güçleştirdiklerinden, bazı önlemler al­manız yararlı olur. Ayrıca, birçok besini gör­mek bile midenizin kalkmasına yol açabildiği halde, tam da bu dönemde, gerektiğince iyi beslenmeyi sürdürmeniz gerekir.

Nedenleri kesin olarak aydınlatılamamış da olsa, bulantılarda kan şekeri düzeyiniz kuşku­suz önemli rol oynadığından, günde iki ya da üç kez karnınızı tıka basa doyurmak yerine, her iki üç saatte bir, azar azar, karbonhidrat bakımından zengin yiyecekler yemeniz iyi olur. Böylece hem kanınızdaki şeker düzeyi aşağı yukarı değişmeden kalır, hem de sin¬dirim sisteminizi aşırı yüklememiş olursunuz.

Bazı besinlerin ya da kokuların bulantıları başlattığını fark edebilirseniz, bunlardan uzak durun; grissini ya da meyve gibi yumuşak, sindirimi kolay besinleri yeğleyin. Ayrıca, karbonhidratlar bulantı duygusuyla savaşmayı kolaylaştırdıklarından, kepekli ekmek, pirinç, patates, çiğ sebze yemeye çaba gösterin.

Çoğunlukla sorun yaratan besinler, aşırı kat ve sıvı yağ kullanılmış, kızarmış ya da ağdalı şekerli besinlerdir. Bunları yemekten kaçının ve olanak varsa, canınızın çekmemesi için, ailenizin öbür üyelerine de bu tür yiyecekler hazırlamayın.

Sabah gözünüzü açar açmaz ilk hissettiğiniz şey bulantıysa yatağınızın, yanı başında bir bardak süt ya da meyve suyu ile bir-iki bisküvi ya da bir dilim kızarmış ekmek dilimi bulundurup, uyanır uyanmaz, yatağınızdan kalkmadan bunları yiyin: Böylece kan şeker düzeyiniz yükselecektir.

Bulantılarınız ne kadar şiddetli, rahatsı edici olsa da, ruhsal durumunuzu etkilemelerine fırsat vermeyin. Sürekli midenizin altüst olduğunu ve bulandığını hissetmek kuşkusu2 hoş bir şey değildir; ama unutmayın ki, bunlar bir süre sonra geçecek ve hamileliğiniz yeniden normale dönecek, sonra da çok istediğiniz bebeğiniz dünyaya gelecek ve ilk aylardaki bu sıkıntıların anısı bile kalmayacaktır. En önemli şey, bulantı ve kusmaların sizi canınızdan bezdirmesine, gereksiz bir stres durumu yaratmasına olanak vermemenizdir: Biraz dişinizi sıkın ve bunları, bedeninizdeki olağanüstü değişikliklerin bir parçası olarak kabul etmeye çalışın.

Eylem planı
Gündüzleri belirli aralıklarla dinlenin. Çalışıyorsanız, çalışma arkadaşlarınızla bu konuda konuşun.

Dar giysiler giymekten kaçının.

Bulantıyı bastırmak için yanınızda grissini, yoğurt, çiğ sebze gibi atıştırılacak bir şeyler bulundurun.

Doktorunuz gerekli görmedikçe, hiçbir ilaç almayın.

Dikkat
Gerek katı yağlı, gerek sıvı yağ Sı yiyeceklerden elden geldiğince sakının.

Karbonhidratlar bulantıya iyi gelirler: Pirinç, patates, kepek ekmeği ve çiğ sebzeler yiyin.

Mide gazı, bir sorun olabilir: Taze yiyeceklerle basit bir yemek rejimi uygulayın.,

Sigara dumanından ve alkolden sakının.

Uyarı ve öneriler
Duygusal gerilim, durumu daha da beter kılabilir. Meditasyon gibi bazı gevşeme teknikleri, bu konuda yardımcı olabilir. Ayrıca, sinirlendirici, gerginlik yaratacak her türlü durumdan kaçının.

Aklınızı elden geldiğince başka şeylerle meşgul edin. Kafanızı bulantılara takmanız, onları daha da şiddetle farketmenizden başka şeye yaramaz.

Hamilelik dönemlerinde aynı sıkıntıları çekmiş arkadaşlarınızla, yakınlarımda, komşularınızla konuşmanız, sandığınız kadar uzun sürmeyeceklerini öğrenerek içinizin rahatlamasını sağlayabilir.

Yeterince dinlenmeye dikkat edin: Yorgunluğun hamilelik bulantılarını artırdığı kesindir. Etkinliklerinizi azaltarak, aşırı yorulmaktan kaçının ve olanak varsa, gündüzleri, kısa şekerlemeler yapabilecek biçimde zamanınızı planlayın. Geceleri uykunuzu iyice almaya dikkat edin.

Bir günlük tutarak bulantı nöbetlerinizin başlama saatlerini not etmek günlük sıkıntılarınızın ne zaman başlayacaklarını önceden kestirmenize yardım edecektir.

Doktorunuzun yardımı
Kan dolaşımınızda, dolayısıyla da bebeğinizin kan dolaşımında pek çok kimyasal madde bulunduğundan, hamilelik bulantı ve kusmalarını önlemek ya da hafifletmek konusunda doktorların ellerinden pek az şey gelir. Doktorunuza sormadan, eczanelerden reçetesiz satılan hiçbir ilacı satın almayın. Çok fazla bulantı hissediyorsanız, doktorunuza antiasitleri (mide asidini azaltan ilaçlar) kullanıp kullanamayacağınızı sorun; bunların yaran olabilir.

Şiddetli kusma
Günde birkaç kez kusuyorsanız ve hiçbir yiyeceği mideniz kabul etmiyorsa, doktorunuz size hamileliğin ilk birkaç ayında zararsız olan kusmayı önleyici ilaçlar yazabilir. Bu ilaçlar, kusma refleksi sinir etkinlikleri tarafından uyarılırken, beyinde kusma alıcılarının işlevini engelleyerek etki yaparlar.

Bu tür tedaviye yalnızca durumunuzun çok kötüleşmesi ve uzaması durumunda başvurulur. Hamile bir kadının sürekli kusması ve hiçbir şeyi sindirememesi çok ender bir durumdur: 1 000 kadından yalnızca yaklaşık 3'ü böyle etkilenir. Tedavisi genellikle hastaneye yatırılarak, yitirilen sıvı ve elektrolitlerin yeniden verilmesine (serum) dayanır. Bu çok ender ağır durumlarda bile, bebeğin olaydan etkilenmesine çok ender rastlanır.

Çareler
Bitki çayları içmek.

İçinizde tiksinti uyandırıcı yiyeceklerden ve kokulardan uzak durmak.

Yatağınızın yanında, sabah kalkar kalkmaz atıştıracağınız bir şeyler bulundurmak.

Gereksiz tartışmalardan, sıkıcı ortamlardan kaçınmak.

Çok sigara içilen, dumanlı yerlerde bulunmamak.

Gebelikte Kabızlık


Hamilelikte karşılaşılan en can sıkıcı durumlardan biri hiç şüphesiz kabızlıktır, kadınların yaklaşık %50’si hamileliklerinin bir döneminde bu sorunu yaşarlar.
 

Kabızlığın sebepleri nelerdir?
Genel olarak endişe, üzüntü ve stres, fiziksel hareketsizlik ve lifli besinler içermeyen yiyeceklerin tüketimi kabızlığa yol açabilir. Hamilelikte kabızlığın artmasının sebeplerinden biri de hormon değişimleri sonucu bağırsak hareketlerinin azalmasıdır. Ayrıca genişleyen rahim de bağırsaklara baskı yapar. Tüm bu sebeplerle yiyeceklerin sindirimi ve bağırsak faaliyetleri yavaşlar.
Kimi zaman demir kullanımı da kabızlığa neden olabilmektedir.

Kabızlığı nasıl önleyebilir veya tedavi edebiliriz?
Önleme ve tedavi için yapılacaklar hemen hemen aynıdır. Aşağıdaki önerilerimize uyarak bu sorunun sıkıntılarından kurtulabilirsiniz:

Yüksek lif içeren besinler tüketin. Günde 25-30 gram lif alabileceğiniz sebze, meyve, tam tahıllardan yapılmış ekmek ve yulaf ezmesi gibi besinlere ağırlık verin. 
Bol su için; günde 10-12 bardak su içmeniz çok önemlidir. Özellikle sıcak ortamlardaysanız, çok terliyorsanız su tüketimize özellikle önem verin. 
Anne adayının moralinin yüksek olması, kendini mümkün olduğunca endişe ve kaygılardan uzak tutması, hem kendi hem de bebeğinin sağlığı için çok önemlidir. 
Kuru kayısı veya hoşafını tüketmek, hurma yemek de kabızlığa gidermede yardımcı olur. 
Haftada üç kez 20-30 dakikalık yürüyüşler yapın, hareketli olmaya çalışın; fırsatınız varsa yüzün. 
Demir alımı kabızlığa yol açıyorsa bu konuyu mutlaka doktorunuzla konuşun; gerektiği durumlarda doz azaltılabilir ya da ilaç değiştirilebilir. 
Hamilelik sırasında müshil tarzı ilaçları, rahimde kasılmalara sebep olabileceği için kullanmayın.

Hamilelikte Uyuşukluk Ve Ağrılar


Uyuşukluk baş parmağınız, işaret parmağınız ve orta parmağınızın tamamını, ayrıca yüzük parmağınızın yarısını kapsıyorsa, bu olasılıkla karpal tünel sendromu olabilir.
 


Bu durum et kesme, piyano çalma, daktilo yazma gibi yineleyici el hareketlerini gerektiren işleri sürekli yapanlarda çok yaygın olmakla birlikte, gebelerde de sık görülür. Bu parmakların duyusunu sağlayan sinirin geçtiği bilekteki karpal tünel, gebelik sırasında (vücuttaki birçok başka doku gibi) şişer ve sinire baskı yapması sonucu uyuşukluk, sızlama, yanma ve/veya ağrıya yol açar. Belirtiler el ve bileği de etkileyebilir ve kola da yayılabilir.
Gebelikten dolayı ellerinizde biriken sıvı yüzünden, şişme ve birlikte ortaya çıkan belirtiler geceleri daha şiddetli olabilir. Yakınmalarınızın şiddetini arttıracağından, ellerinizin üstüne yatmaktan kaçınmaya çalışın. Uyuşukluk olduğunda ellerinizi yatağınızın yanına sarkıtmanız ve kuvvetlice sallamanız şikayetinizi hafifletebilir. Bu uygulama etkili olmuyorsa ve ağrı ya da tek başına uyuşukluk uykunuzla birlikte ortaya çıkıyorsa durumu hekiminizle birlikte değerlendirin. Bileklik takmanız ve her gün B6 vitamini almanız sıklıkla yararlı olur. Bazı kişiler akupunkturdan yararlanır. Kortizonlu (stereoid) ve kortizonsuz (nonstereoid) iltihap kurutucu (antienflamatuvar) ilaçların gebelik sırasında kullanımı önerilemez. Başka tedaviler başarısız olursa ve sorun gebelikten sonra da sürerse, basit bir ameliyat uygun olabilir
Your left Slidebar content. -->